Çin’de Domuz akciğeri insana nakledildi!
Çinli bilim insanları, organ nakli bekleyen milyonlarca insana umut olabilecek tarihi bir deneye imza attı. Guangzhou Tıp Üniversitesi’nde, genetik olarak özel olarak tasarlanmış bir domuz akciğeri, beyin ölümü gerçekleşmiş 39 yaşındaki bir hastaya başarıyla nakledildi. Bu operasyon, türler arası organ nakli (ksenotransplantasyon) alanında domuz ve akciğer üzerinde yapılan ilk insan deneyi olarak tıp tarihine geçti.
Domuz akciğer naklinde yasal sorun!
Daha önce ABD’de domuz böbreği ve kalbiyle yapılan benzer deneylerin bir devamı olan bu çalışma, en karmaşık organlardan biri olan akciğere odaklandı. Bilim insanları, nakil için kullanılacak domuz akciğerini, genetik materyali hassas bir şekilde değiştirmeye olanak tanıyan devrim niteliğindeki CRISPR gen düzenleme teknolojisi ile hazırladı. Bu teknolojinin temel amacı, domuz organını insan bağışıklık sistemine “tanıtarak” vücudun organı yabancı bir doku olarak algılayıp saldırmasının önüne geçmekti.
Operasyon sırasında, hastanın yaşam fonksiyonlarını korumak amacıyla sadece sol akciğer domuzdan alınan organla değiştirildi. Bu sayede ekip, naklin sonuçlarını güvenli bir ortamda gözlemleme fırsatı buldu.
Nakil sonrası ilk 24 saat umut verici geçse de, deney kısa süre sonra ksenotransplantasyonun en büyük zorluğuyla yüzleşti. Hastanın bağışıklık sistemi, nakledilen domuz akciğerine karşı beyaz kan hücreleri üretmeye başlayarak bir “saldırı” başlattı. Takip eden günlerde organ reddi belirtileri hızla arttı. Bağışıklık baskılayıcı ilaçlara rağmen bu tepki kontrol altına alınamayınca, deneyin dokuzuncu gününde hastanın ailesinin talebiyle operasyona son verildi.
Deney başarısızlıkla sonuçlanmış gibi görünse de, araştırmanın liderlerinden Dr. Jiang Shi, bunu “anlamlı bir başlangıç” olarak nitelendirdi. Dr. Shi, “Akciğer nakli, diğer organlara göre çok daha karmaşık biyolojik zorluklar içeriyor. Bu deneyle klinik uygulamaya hazır olduğumuzu söyleyemeyiz, ancak gelecekte güvenli ve dayanıklı bir akciğer nakli için çok önemli bilimsel bir temel oluşturuyoruz,” ifadelerini kullandı.
Bu tarihi deney, organ reddi sorununu çözmenin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterirken, bilim dünyasının organ kıtlığı sorununa çözüm bulma yolundaki kararlılığını da gözler önüne serdi.
