Mikrodalga beyin geliştirildi! Büyük devrim
Cornell Üniversitesi araştırmacıları, teknoloji dünyasında yeni bir kapı aralayan bir buluşa imza attı. Geliştirdikleri “mikrodalga beyin” çipi, hem ultra hızlı veri sinyallerini hem de kablosuz iletişim sinyallerini aynı anda işleyebilen dünyanın ilk işlemcisi oldu.
Mikrodalga beyin tasarlandı
Bu deneysel çip, canlı bir beyin gibi düşünme becerisine sahipken aynı zamanda bir radyo gibi kablosuz iletişim kurabiliyor. Tüm bu işlemleri akıllı saat boyutunda bir alanda, sadece 200 miliwatt enerjiyle yapıyor. Bu, benzer dijital sinir ağlarının harcadığı gücün çok altında bir değer.
Çip, beynin çalışma mantığından ilham alan bir sinir ağı tasarımına sahip. Araştırmacılar, çipin parçalarını ayarlanabilir dalga kılavuzları aracılığıyla birbirine bağlayarak verideki desenleri tanımasını ve öğrenmesini sağladı.
Geleneksel dijital işlemcilerin aksine, bu çip analog ve doğrusal olmayan mikrodalga sinyallerini kullanarak verileri onlarca gigahertz hızında işleyebiliyor. Böylece gecikme veya darboğaz oluşmuyor.
Bu fiziksel etkileşim, dijital yapay zeka ağlarının yazılım katmanında yaptığı özellik çıkarımı işlemini donanım seviyesinde tamamlıyor. Veriler belleğe yüklenip tekrar işlenmiyor; bunun yerine mikrodalga ağı doğrudan hesaplama yapıyor. Çipteki küçük ayarlanabilir bileşenler, sinyal yollarını anında değiştirebildiği için farklı yapay zeka görevleri arasında geçiş yapmak için baştan eğitim gerekmiyor.
Laboratuvar testlerinde, bu yeni çip kablosuz sinyalleri yüzde 88 veya daha yüksek bir doğrulukla sınıflandırdı. Bu sonuç, daha büyük dijital sistemlerle eşit bir performans sergiliyor. Dahası, bunu ek devre veya hata düzeltme sistemlerine ihtiyaç duymadan başarıyor.
Donanımın sinyal davranışındaki küçük değişimlere olan hassasiyeti, çipi yalnızca yapay zeka uygulamaları için değil, aynı zamanda radar takibi, yoğun radyo kanallarını çözme ve ağ güvenliği gibi alanlar için de uygun hale getiriyor.
Prototip aşamasında olmasına rağmen DARPA gibi önemli bir kurumun da projeye destek verdiği belirtiliyor. Araştırmacılar, bu teknolojiyi mevcut mikrodalga ve dijital sistemlerle birleştirmeyi hedefliyor.
Eğer başarılı olursa, işlemci ile anten arasındaki sınırlar ortadan kalkabilir. Bu da telefonunuzun işlemcisinin aynı zamanda anteniniz olması veya akıllı saatinizin buluta bağlanmadan yerel olarak düşünebilmesi anlamına geliyor.
